Ölüm...Ne kadar soğuk ve klasik bir laf gibi geliyor... Hiç kimse bize ölümümüzü hatırlatmasın, ve hiçbir şekilde hatırlamayalım istiyoruz. Ama çevremizde ki ölümlere gelince üzülüyor, yorum yapıyor, çok bilmiş gibi konuşuyoruz... Oysa ne kadar uzağız, uzakta kalmaya çalışıyoruz.
Kendi ölümü varken bunu unutup, bir başkasının ölümünü düşünüp, üzülmek nasıl bir şeydir. Din kurallarının başkaları için olduğuna inanmak gibi. İnsan ahiret namına hiç bir şeyi üzerine almak istemiyor, tüm bunlar insana ölüm'ü hatırlattığı ve sorumluluk yüklediği için mi?...
Hangimiz gerçek manada tabutun içinde olduğumuzu hayal ediyoruz. Ama iş konuşmaya gelince her şey tamam. Hazır mıyız ölüme yoksa bizde hazırmış gibi rol mü yapıyoruz kendimize?...
Ne kadar da uzak ve soğuk şeyler yazıyorum böyle...Bana da zor geliyor tabi ki. Şimdiden canım sıkılmaya başladı bile...
Evet sevdiğim ve değer verdiğim bir insanın ölümü beklemesi ve empati yapmaya çalışmamla canlandı bu düşüncelerim... O'nun için ağlamak istedim, hastalık ve yaşlılıkla boğuşurken en yakın olmuyor mu insan ölüme. Onun gibi düşünmeye başladığımda kendi ölümümü unuttuğumu fark ettim. Ve hiç üzerime alınmak istemediğimi. Ben de insanım ya işte "ölmek istemiyorum" dedim. Kaybolmak gibi de değil ki, yok olmak gibi bir şey bu...
Ölüm varsa elbet te yaşarken yapılması gerekenler var. Rabbim bunları layıkıyla yerine getirmemizi nasip etsin inşallah. İlk önce elbette ki kullanma kılavuzumuzu "Kur'an' ı okumamız, anlamamız ve ona göre yaşamamız lazım... Allah bizi kendinden uzaklaştıracak şeylerden korusun... Daha fazla bir şey yazmak istemiyorum. İstemiyorum işte... :((
"Ben de insanım ya işte "ölmek istemiyorum" dedim. Kaybolmak gibi de değil ki, yok olmak gibi bir şey bu..." hayır hayır sakın böyle düşünme
YanıtlaSilBiz müslümanlar imanımızın şartı gereği yok olmadığımızı öldükten sonra tekrar diriltileceğimize inanıyoruz burada yaptığımız iyilikler veya kötülükler karşılığı cennet veya cehennem bizi bekliyor.
Allah'a emanet ol
kalın sağlıcakla