30 Nisan 2012 Pazartesi

BAKIŞINDA NEZAKET OLAN KIZ...


      Gençlik parkında havuz kenarına doğru ilerlerken bir bayan garsonun "hoş geldiniz" sözünün eşliğinde istediğim yere yöneliyorum. Siparişimi verip ardından çantamdaki kitabı çıkarıp okumaya başladım ki bayan garsonun “aşkın göz yaşları mı” diye sorusu ama onaylayıcı sözüyle şaşırarak “evet” dedim. Birkaç kitap tavsiyesi ve muhabbetinin üzerine tekrar okumaya başlıyorum, fakat bu sefer içimdeki okuma isteği yazma hevesine dönüşüyor. İstanbul’daki gibi denizi seyretme imkanın olmasa da Ankara’da karşımdaki havuzu izlerken ve çayımı yudumlarken aynı zamanda da ara ara yazıyorum. İçimden tahmin yürütmeye çalışıyorum; bu genç bayanın yaşı kaç olabilir diye genelde yaş tahminlerinde yanılmam ama yaşı konusundaki tahminimin doğru çıkıp çıkmadığını sorgulamak ve beni yazmaya iten kişi hakkında daha gerçekçi yazabilmek için yaşını soruyorum. Yanılmamıştım yaşının 23 olduğunu öğreniyorum. Ehh bunun üzerine bir yaş sohbeti yapmazsan olmaz. Benim de yaşıma göre genç gösterdiğim sözünü duyuyorum tekrar. Tabi yine bunun ne zaman işe yaracağı merakını içimden geçirmeden edemiyorum.

      Bazen öyle insanlarla karşılaşırsınız ki; ona içinizden, yüreğinizden bir şeyler vermek gelir. Bir kişiyle karşılaştığınızda ilk saniyelerin önemi hep söylenir ya hani. Almak değil illaki bir şeyler hediye etmek gelir içinden… Her fırsatta kalem kağıdı çıkaramazken, beni yazdıran kız ne güzel kızdır… Ne kadar masumdur, başka bir alemdendir….İnsanın ruhları konuşur bazen bedenden önce…  Yüzünde nur, dilinde şerbet, bakışında nezaket olan kız…Bazen bir insana ne iyilik yapacağınızı bilemez de afallarsınız ya işte öyle… Ya da yapmak istediğiniz şeylerde aslında imkanınız olmayan şeylerdir…

      Bir şeyler karaladığımı görünce okuyor musunuz diye soruyor. Hayır ama sınava girdiğimi ve okuyacağımı söyleyince bölümümü soruyor. Türk dili ve edebiyatı diyorum, ardından onunda Gazi üniversitesi Türk dili ve edebiyatı bölümünde okuduğunu öğreniyorum. Ne ilginçtir… İnsana, bazı tevafuklar yaşadığı zaman şaşırtıcı gelir…Şaşırıyorum…Aynen o kızda…Bayan derken kız demeye başlayışımın sebebi de git gide, içten içe samimi oluyorum onunla o farkında olmadan… Arada kendimce yazılar yazdığımı da söylüyorum ve karalamalarımın onun için olduğunu söyleyip, görebileceğini söylüyorum. Şaşırıyor o güzel şaşkın kız…   
      Onunla sonrasında mutlak iletişim yollarını ararken, hastanede randevu saatimin yaklaştığını anımsayıp, uzaklaşabilme endişesi içinde önce mutlak adını öğreniyorum Gökçe’nin. Hesabımı ödeyip gözüm arkada ilerliyorum…Her gelişin gidişi var gerçekliğiyle…
                                                                                                                                                                   Gülşah Varol Osmanlı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder