Gençlik parkında havuz
kenarına doğru ilerlerken bir bayan garsonun "hoş geldiniz" sözünün eşliğinde istediğim
yere yöneliyorum. Siparişimi verip ardından çantamdaki kitabı çıkarıp okumaya
başladım ki bayan garsonun “aşkın göz yaşları mı” diye sorusu ama onaylayıcı
sözüyle şaşırarak “evet” dedim. Birkaç kitap tavsiyesi ve muhabbetinin üzerine
tekrar okumaya başlıyorum, fakat bu sefer içimdeki okuma isteği yazma hevesine
dönüşüyor. İstanbul’daki gibi denizi seyretme imkanın olmasa da Ankara’da
karşımdaki havuzu izlerken ve çayımı yudumlarken aynı zamanda da ara ara
yazıyorum. İçimden tahmin yürütmeye çalışıyorum; bu genç bayanın yaşı kaç
olabilir diye genelde yaş tahminlerinde yanılmam ama yaşı konusundaki
tahminimin doğru çıkıp çıkmadığını sorgulamak ve beni yazmaya iten kişi
hakkında daha gerçekçi yazabilmek için yaşını soruyorum. Yanılmamıştım yaşının
23 olduğunu öğreniyorum. Ehh bunun üzerine bir yaş sohbeti yapmazsan olmaz.
Benim de yaşıma göre genç gösterdiğim sözünü duyuyorum tekrar. Tabi yine bunun
ne zaman işe yaracağı merakını içimden geçirmeden edemiyorum.
Bazen öyle insanlarla karşılaşırsınız ki;
ona içinizden, yüreğinizden bir şeyler vermek gelir. Bir kişiyle
karşılaştığınızda ilk saniyelerin önemi hep söylenir ya hani. Almak değil
illaki bir şeyler hediye etmek gelir içinden… Her fırsatta kalem kağıdı
çıkaramazken, beni yazdıran kız ne güzel kızdır… Ne kadar masumdur, başka bir
alemdendir….İnsanın ruhları konuşur bazen bedenden önce… Yüzünde nur, dilinde şerbet, bakışında
nezaket olan kız…Bazen bir insana ne iyilik yapacağınızı bilemez de
afallarsınız ya işte öyle… Ya da yapmak istediğiniz şeylerde aslında imkanınız
olmayan şeylerdir…
Bir şeyler karaladığımı görünce okuyor
musunuz diye soruyor. Hayır ama sınava girdiğimi ve okuyacağımı söyleyince
bölümümü soruyor. Türk dili ve edebiyatı diyorum, ardından onunda Gazi
üniversitesi Türk dili ve edebiyatı bölümünde okuduğunu öğreniyorum. Ne
ilginçtir… İnsana, bazı tevafuklar yaşadığı zaman şaşırtıcı gelir…Şaşırıyorum…Aynen
o kızda…Bayan derken kız demeye başlayışımın sebebi de git gide, içten içe
samimi oluyorum onunla o farkında olmadan… Arada kendimce yazılar yazdığımı da
söylüyorum ve karalamalarımın onun için olduğunu söyleyip, görebileceğini
söylüyorum. Şaşırıyor o güzel şaşkın kız…
Onunla sonrasında mutlak iletişim
yollarını ararken, hastanede randevu saatimin yaklaştığını anımsayıp, uzaklaşabilme
endişesi içinde önce mutlak adını öğreniyorum Gökçe’nin. Hesabımı ödeyip gözüm arkada
ilerliyorum…Her gelişin gidişi var gerçekliğiyle…
Gülşah Varol Osmanlı
Gülşah Varol Osmanlı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder